Kusursuzca
Sorunu sor hemen cevaplansın.
kusursuzca teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- perfectly
Örnek Cümle:
Let me make something perfectly clear.
-Kusursuzca net bir şey yapayım.
Örnek Cümle:
That's perfectly understandable.
-O kusursuzca anlaşılabilir.
- spotlessly
- sorting
- excellently
- accurately
- unexceptionably
- impeccably
- kusur
- flaw
How can you speak such flawless German?
-Nasıl böyle kusursuz Almanca konuşabiliyorsun?
We all have our flaws.
-Hepimizin kusurları var.
- kusur
- defect
The horse that we can't buy will always have a defect.
-Satın alamadığımız atın her zaman bir kusuru olacaktır.
If defective in structure, they are perfect in function.
-Yapı olarak kusurlu olsalar bile, onlar fonksiyon olarak mükemmeldir.
- kusur
- fault
It is cruel of you to find fault with her.
-Onda kusur bulduğun için zalimsin.
For all his faults, Tom had a fundamental sense of decency.
-Tüm kusurlarına rağmen, Tom temel ahlak anlayışına sahipti.
- kusur
- {i} vice
- kusur
- {i} failure
- kusur
- offense
- kusur
- failing
- kusur
- {i} freckle
- kusur
- reportedly
- kusur
- culpability
- kusur
- culpable
- kusur
- short-coming
- kusur
- defo
- kusur
- (Ticaret) hidden defect
- kusur
- (Reklam) hickey">(Reklam) hickey
- kusur
- wrong
Don't take this the wrong way, but what you have related doesn't matter.
-Kusura bakmayın ama, anlattıklarınızın hiçbir önemi yok.
There's nothing physically wrong with him.
-Onda fiziksel olarak hiçbir kusur yok.
- kusur
- mistake
Excuse me, but you're mistaken.
-Kusura bakma ama hatalısın.
- kusur
- objection
- kusur
- imperfect
I am loving Tatoeba despite all its imperfections.
-Ben tüm kusurlarına rağmen Tatoeba'yı seviyorum.
I am fed up with imperfect people, so I've decided to isolate myself for a while.
-Ben kusurlu insanlardan bıktım, bu yüzden bir süre kendimi tecrit etmeye karar verdim.
- kusur
- lapse
- kusur
- (Askeri,Kanun) omission
- kusur
- glitch
- kusur
- peccadillo
- kusur
- weak
- kusur
- mar
Neither Tom nor Mary is correct.
-Ne Tom ne de Mary kusursuz.
- kusur
- (Kanun) guilt">(Kanun) guilt
- kusur
- (Havacılık) discrepancy
- kusur
- wite
- kusur
- offence
- kusur
- imperfection
I am loving Tatoeba despite all its imperfections.
-Ben tüm kusurlarına rağmen Tatoeba'yı seviyorum.
They have eliminated all imperfections.
-Bütün kusurları ortadan kaldırdılar.
- kusur
- demerit
- kusur
- shortcoming
- kusur
- imperfectness
- kusur
- remissness
- kusur
- inaccuracy
- kusur
- blot
- kusur
- deficiency
- kusur
- defection
- kusur
- blemish
- kusur
- cavil
- kusur
- delinquent
- kusur
- {i} default
- kusur
- {i} infirmity
- kusur
- {i} taint
- kusur
- {i} gaff
- kusur
- inaccurate
- kusur
- foible
- kusur
- {i} stigma
- kusur
- {i} defalcation
- kusur
- remiss
- kusur
- blame
- kusur
- scar
- kusur
- (Hukuk) culpability, negligence, delinquency, fault
- kusur
- fault, defect, flaw, failing, blemish, offence, offense; deficiency, imperfection; disadvantage
- kusur
- incomplete
- kusur
- fauxpas
İlgili Terimler
kusursuzca teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı
- KUSUR
- (Osmanlı Dönemi) Şiddetli olan şeyin yavaşlayıp sâkin olması
- KUSUR
- (Osmanlı Dönemi) (Kasr. C.) Kasırlar. Saraylar. Köşkler.(Şeytanın mühim bir desisesi : İnsana kusurunu itiraf ettirmemektir. Tâ ki, istiğfar ve istiâze yolunu kapasın. Hem nefs-i insaniyenin enaniyetini tahrik edip, tâ ki, nefis kendini avukat gibi müdafaa etsin; âdeta taksiratdan takdis etsin. Evet şey
- KUSUR
- (Osmanlı Dönemi) Bereketlenmek
- KUSUR
- (Osmanlı Dönemi) İmtina', âciz olmak
- KUSUR
- (Osmanlı Dönemi) Noksanlık. Eksiklik. Noksan ve âcizlik. İhmal. Tedbirsizlik
- KUSUR
- (Osmanlı Dönemi) Pahalanmak. *Eksilmek
- KUSUR
- (Osmanlı Dönemi) Bir hesabın üstü. Artan kısım
- KUSUR
- (Osmanlı Dönemi) Cem' olmalar
- Kusur
- (Osmanlı Dönemi) LEKE
- Kusur
- (Hukuk) TAKSİR
- Kusur
- (Osmanlı Dönemi) CEDB
- kusur
- Eksiklik, noksan, nakısa: "Biz bu meslek kusurundan oldum olası kendimizi kurtaramamışız ve hâlâ kurtaramamaktayız."- B. Felek. Özür
- kusur
- (Osmanlı Dönemi) hatâ
- kusur
- Eksiklik, noksan, nakısa
- kusur
- Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmamak
- kusur
- Özür
- kusur
- Elverişsiz durum
İlgili Terimler
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.